LOGO

LOGO

14 Mayıs 2015 Perşembe

Hayal kur benim için

Yılların esaretinde korku, beni rahat bırak. Ekmeğimi, suyumu, hayatımı aldın, beni hayalimde rahat bırak. Bırak beni istediğim gibi yaşayım hayallerimde. Her şeyimi aldığın yetmezmiş gibi bana hayal kurmayı bile unutturdun. Korku, hayal kırıklığı beni bu hale getiren. Yatağıma yattığımda hemen uykuya dalan gamsız gözler yazık size. Her şeyden umudunu kesmiş biçare dimağ yazıklar olsun. Ne kaybetti hayal kuran. İlk uçağı hayal edip yapan kardeşler ne kaybetti. Telefonu bulan graham bell ne kaybetti hayalden. Veya hayalindeki parlak ışıkları beyninin parlak fikirleriyle ortaya çıkaran edison ne kaybetti hayal etmekten. Fatih Sultan Mehmet gemileri karadan yürütmeyi hayal ettiğinde ne kaybetti. Ona deli diyenler ne kazandı. Hayal et. Tren rayından kayıp giden bir eşek hayal et. Sana göz kırpsın. Aynı shrekteki eşek gibi komik bir eşek olsun ve sana dil çıkarsın raylardan kayıp giderken. Ona öküz gibi bakan bir insan hayal et. Yer değiştirsin normların ne çıkar. Korkma hayalden. Babasıyla ele ele geziye çıkmış karıncayı hayal et. Atletini giymiş ağzındaki ateşle mangalı yelleyen kıllı ejderha hayal et. Korkma. Kimse bunları hayal ettin diye sana bağırmayacak. Ne zaman hayalden korkar olduk. Niçin bu hale geldik. Gerçeğe nasıl bu kadar saplandık. Hayallerin gerçeği oluşturduğunu ne zaman unuttuk. İlkokulda hayal etmek başarmanın yarısıdır lafını bize öğrettiler bize. Sonra nasıl gerçek, hayatın tamamı oldu söyle bana. Kim unutturdu bize hayali. Neden bir şeyin olmasını çok istersek olmayacağından korktuğumuz için hayal kurmayı bıraktık. Hayal kırıklıkları mıydı bize bunu yaptıran? Kesinlikle. Olumsuz düşün. Ne kadar olumsuz düşünürsen o kadar az hayal kırıklığına uğrarsın. Zaten ben bunun böyle olacağını biliyordum dersin. Hayatta hedefin ne kadar azsa o derecede mutlu olursun. Sen olumsuz düşündükçe, hayal etmeyince her şey daha kötü oluyor ne zaman bu gafletten kurtulacaksın. Hayatın daha sığ, daha yapay ve monoton geçiyor farketmedin mi? Hayal edecek bir şeyin kalmadıysa niçin yaşıyorsun. Bırak artık 24 saat gerçeklerle yaşamayı. Uyku bile hayatının tamamının gerçeklerle geçmeyeceğini rüya göstererek kanıtlamıyor mu sana? Haykırmıyor mu her gece? Gününün 10 dakikasında hayal kur nolur. Hayal et benim için. Güzel bir dünya hayal et. Karanlığı sabahın güneşine tercih etme. Bırak aydınlıkla birlikte yaksın tenini güneş. Önünü görürsün çünkü. Yan hayallerle ne çıkar. Yaksın seni. Güzel bir dünya hayal et. İçinde savaş, öfke, hırs, kıskançlık olmasın. Bak sende istediğin dünyada yaşıyorsun. 2 dakikalık kurtuldun soluğunu kesen dünyadan. Tatil mi istiyorsun? Çıkar bir kartpostal. Oradaki resmi hayal et. Eyfel kulesindesin veya hawaii adalarında. Çok mu zor bir deniz kenarı düşün. Şezloguna uzanmış dalgaların şarkısı eşliğinde yıldızları seyrettiğini düşün. Kimse yok sahilde bir sen bir yıldızlar bir de deniz var. Hatta bırak şezlong denen kapitalist aleti. O bile parayla. Ama hayalin bedava. Yat kumlara. Sıcaklığını düşün. İnce taneleri ellerinden kaysın yere. Şimdi aç gözlerini. Nerdesin? Olduğun yere döndün. Çok sevdiğin gerçekliğine döndün. İşte yaşadığın dünyaya döndün. Korkma bende döndüğün yerdeyim. Gerçeğe döndük. Masrafsız bir tatilden belki biraz olsun rahatlayarak döndük. 2 dakikalık tatilinde ruhun rahatladı çünkü güzel düşündün. Hayal ettin. Yolculuk için herhangi bir pasaport veya bilete de gerek yoktu. Belini ağrıtan bir otobüse veya bulut üstünde saatlerce sıkıcı yolculuğa da katlanmadık. Bizi taşıyan gözkapaklarımızın kepenklerini indirdiği süreyle beynimizin duygu bölümü olan parietal lobuydu. Işınlanarak gittik geldik. Işınlanmayı sen buldun. Zaman kavramını değiştirdin. Einstain’ın izafiyetini açıkladın. Şimdi geçmişte kaldıysa gelecek de bir gün şimdi olacak elini çabuk tut. Hayat akıyor. Hayal et sevdiğini. Göz göze bakıştığınızı... Ellerini tuttuğunu... Bir şey söyleme mesela. Yürü sadece onunla. Konuşma. Yan yana olduğunu ve mutlu olduğunuzu düşün yetmez mi? Yol ayrımına geldiğinde elveda bile deme. Sadece elini kaldır ve usulca indir parlak gözlerinle onu süzerken. Sonra gidişini izle. Giderken onun gülücükler saçan yüzünde arkasını dönüp baktığını düşün. Hatta hayallerinde ayrılığı düşünme. Bir yaz günü parlak yıldızların altında, yeşil çimlerin üstünde yıldızla yer yüzü arasında birlikte uzandığınızı düşün. Çok mutlusunuz düşünsene. Ama bu mutluluğunu hiç olmayacak duaya amin deme vesvesesi bozacak biliyorum ve sen hayali hemen bırakacaksın. Mutluluğa giden yolda pes edeceksin. Bırak olmayacak duaya amin de. Mutlu ol 2 dakika ne olur? Mutlu ol benim için çünkü yılların kararttığı hafızanda geceleri çok yaşadın artık. Gece karanlığında bir baykuş olmaktan bıkmadın mı? Gündüz gözüyle görmek istemez misin dünyayı? Sana söz veriyorum. Kimse hayal kurduğun için darağacına veya giyotine göndermeyecek seni. Eli baltayla yüzü örtülü cellat beklemeyecek ve toplanmış halk izlemeyecek seni. Senin hayalinde toplanan halk hayran hayran konuşmanı izleyecek. Hadi bir hayal kur benim için. İçinde sevdiklerin, mutlu bir evin olsun. Mutsuz anlarında sığındığın yuvan olsun hayallerin. Bir hayal kur benim için. Bir hayal...

1 yorum: